Vücudumuzun en temel ve önemli yapılarından olan omurga, 33 kemikten oluşmuş bir yapıdır. Birçok kas ve bağa dayanak noktası oluşturması ve vücudun dik pozisyonunun korunmasının yanı sıra gövde hareketlerinin de sağlanmasında kilit bir öneme sahiptir. Her iki omur arasında 1 adet disk bulunur. Bu diskler kıkırdak yapıdadır ve yastık görevi görür. Disk içteki öz kısım(nucleus pulposus) ve dıştaki koruyucu halka(annulus fibrosus) olmak üzere iki bölümdür. Diskin dıştaki kısmı dışarı doğru balonlaşırsa veya yırtılırsa içteki öz kısım dışarı çıkar ve sinir köklerine baskı yapar. Bu tablo bel fıtığı olarak adlandırılır.
Bel Fıtığına Nasıl Teşhis Konulmalıdır?
Bel fıtığı sinire çok hafif bir baskı yapabildiği gibi öz kısmın omurilik kanalı içine doğru sarkması gibi çeşitleri ve bulguları vardır. Dolayısıyla farklı evrelerdeki fıtıklaşmalar birbirinden farklı bulgular verecektir. Fıtıklaşmalar daha çok boyun ve belde olmaktadır. Sırt bölümünde görülen fıtıklar ise tüm vakaların %1 kadarını oluşturmaktadır. Ancak her bel ağrısı bel fıtığı değildir bel ağrısına sebep olabilecek onlarca çeşit hastalık sayılabilir bu yüzden hastalar hekim tarafından değerlendirilmeli ve teşhisi konmalıdır ancak o zaman bel fıtığı olduğuna kanaat getirmeli hastalar.
Bel Fıtığında Risk Durumunda Olan Kişiler Kimlerdir?
Bel fıtığı bazı durumlarda normale göre daha fazla meydana gelebilir. En sık fıtık vakaları 30-50 yaş arasında görülür. Kilo artışına bağlı olarak omurlara dolayısıyla disklere binen yük arttığından dolayı fıtık ihtimali artar. Kadınlarda da hamilelik döneminde kilo artışına ve hormonsal değişimlere bağlı bağ dokunun gevşemesi nedeniyle bel fıtığı görülme sıklığı yüksektir. Sedanter yaşam denilen hareketsiz bir yaşamı benimseyenlerde de fazla görülür. Ağır yük taşıma gerektiren işlerde çalışanlar, masa başı işlerde çalışanlarda, şoförlerde risk diğer kişilere göre daha fazladır. Yani genel olarak işi gereği uzun süre aynı pozisyonda vakit geçiren kişilerde bu hastalığa yakalanma ihtimali yüksektir.
Bel Fıtığının Belirtileri Nelerdir?
Bel fıtığında en temel belirti ağrıdır. Bu ağrı sadece bel bölgesinde olabildiği gibi bacağa yayılan bir ağrı da olabilir. Ağrının bacağa yayılması ilerlemiş bel fıtığını gösterebilir. Daha da ilerlemiş bir bel fıtığında bacakta güç kaybı görülebilir ve bu hastaların en belirgin şikayetleri ‘’ Günlerdir uyuyamıyorum, bacağımı nereye koyacağımı bilemiyorum, bacağımda ağırlık var’’ şeklindedir. Bazı bel fıtığı hastalarında bel bölgesinde sağa ya da sola doğru eğilme olabilir buda problemli bölgede kaslarında spazma girdiğini gösterir ve ağrılar şiddetlenir. Ağrılar öksürme, hapşırma gibi karın iç basıncını artıran durumlarda artabilir.
Bel Fıtığı Tedavisi
Bel fıtığının tedavisinde de ilaç tedavisi yaygın olmakla birlikte ilaçlar bel fıtığını maalesef çoğu zaman tek başına tedavi edememektedir. Kullanılan ilaçlar genelde ağrı kesici özellikli olduğundan hastanın ağrısı hafiflemekte ancak problemi çözmemektedir. Dolayısıyla ilerleyen zamanlarda ilaçların etkisinin geçmesiyle birlikte problemler tekrar baş göstermektedir. Bir diğer tedavi olarak adlandırabileceğimiz yöntem de yatak istirahatidir çoğu zaman hastalara önerilir ancak son zamanlarda yapılan çalışmalar bize gösteriyor ki bel fıtığı problemlerinde yatak istirahatinin 3 günden uzun tutulması bel fıtığı olan kişiye faydadan çok zarar vermektedir. Çünkü bel fıtığında aktif olarak omurilik veya omurilikten çıkan sinir kökleri baskı altındadır bu durumda hastanın kullandığı ağrı kesici ilaçların ve yatak istirahatinin problemi çözmesi mümkün değildir bu durumdaki hastaların rahatlamasının yolu sinir üstüne binen baskının azaltılması ile veya ameliyat ile mümkündür.
Bel Fıtığı ve Fizyoterapi
Son araştırmalar bize şunu gösteriyor bel fıtığı hastaları fizik tedavi uygulamaları ile bu problemlerden kurtulabiliyor. Fizik tedavi uygulamalarına son zamanlarda eklenen manuel terapi uygulamaları çeşitleri hem bu hastaların tedavisinde etkin rol oynamakta hem de sağlıklı bireylerin omurlar arası esnekliklerini arttırarak bel sağlığını korumakta ve buna ilave olarak bu sağlıklı kişilerin gelişebilecek duruş bozuklukları doğru değerlendirme sonrası tespit edilip uygun egzersiz programları ile desteklenirse bu hastalığa veya ortaya çıkabilecek diğer bel ile ilgili problemlere yakalanma riski minimal olmaktadır. Manuel Terapi, vücut içerisinde ortaya çıkan genellikle kas- iskelet sisteminde ki mekanik problemlere yoğunlaşan bir uygulama metodudur. Hekim veya Fizyoterapist Tıbbi hiçbir cihaz kullanmaksızın bir takım özel teknikler yardımıyla ve sadece elleri kullanarak terapiyi uygular ve kişiyi mümkünse eski durumuna değilse bile olabilecek en iyi duruma getirmeyi hedefleyerek terapiyi uygularlar. Gelişmiş ülkelerde yapılan araştırmalarda manuel terapinin etkinliği %95 civarındadır. Herkese sağlıklı günler dileği ile…